Birlik ve Yükseliş Partisi
Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı
Gazeteci – Yazar Cengiz Özler
Türkiye’de aile yapısının dönüşümü, toplumsal değerlerin geleceği ve yeni yüzyılda siyaset–toplum ilişkisi üzerine çalışan isimlerin başında gelen Cengiz Özler, son dönemde geliştirdiği “Toplumsal Bütünlüğe Dayalı Siyaset Modeli” ile dikkat çekiyor. Birlik ve Yükseliş Partisi’nin vizyonunu da şekillendiren bu yaklaşım, Türkiye’nin geleceğine dair önemli ipuçları sunuyor.
— Sayın Özler, Türkiye’de aile yapısının geçirdiği dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cengiz Özler:
Aile, toplumun kimliğini taşıyan en temel kurumdur. Ekonomik baskılar, modern yaşamın hızlanması, dijital kültürün yükselişi ve kuşaklar arası kopuş; aile yapısını hiç olmadığı kadar etkiliyor.
Bugün aile sadece sosyal bir birim değil, aynı zamanda ekonomik dayanıklığın, kültürel devamlılığın ve toplumsal huzurun merkezidir. Eğer aile kurumunda zayıflama yaşanırsa toplumun genel direnci de zayıflar. Bu nedenle aile politikaları artık kısa vadeli söylemlerle değil; bilimsel, istikrarlı ve uzun vadeli stratejilerle yönetilmelidir.
— Toplumsal değerlerdeki erozyon üzerine sık sık vurgu yapıyorsunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Cengiz Özler:
Toplumsal değerler; saygı, güven, adalet duygusu, dayanışma ve ortak yaşam bilincinden oluşur. Biz bu değerleri kaybettiğimizde sadece kültürel bir kayıp yaşamayız; aynı zamanda sosyal sermayemiz, yani toplum olarak birbirimize duyduğumuz güven de zayıflar.
Birlik ve Yükseliş Partisi olarak biz, değerlerin sadece korunmasını değil, yeniden görünür kılınmasını hedefliyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki; bir milletin gücü, ekonomik göstergelerden önce ahlaki ve toplumsal temellerinde saklıdır.
— Partinizin toplumsal vizyonu bu çerçevede nasıl şekilleniyor?
Cengiz Özler:
Bizim vizyonumuz üç temel ilkeye dayanıyor:
1. Ailenin korunması ve güçlendirilmesi:
Psikolojik danışmanlık, eğitim, sosyal destek, bağımlılıkla mücadele ve ekonomik güvenlik politikalarını bütüncül bir modelle ele alıyoruz.
2. Toplumsal değerlerin modern yaklaşımla yeniden inşası:
Medya, eğitim, kültür ve yerel yönetimlerde değer odaklı bir perspektif geliştirilmesini savunuyoruz.
3. İnsana odaklanan siyaset:
Ayrıştıran değil birleştiren, bağıran değil konuşan, ötekileştiren değil kucaklayan bir siyasi üslup.
Bugünün Türkiye’si artık kavga siyasetine değil; akıl, birlik ve vicdan siyasetine ihtiyaç duyuyor.
— Akademik çevreler aile–toplum ilişkisinin gelecekte daha kritik olacağını söylüyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Cengiz Özler:
Aile–toplum ilişkisi doğrusal değil; döngüseldir. Birinde yaşanan güçlenme hemen diğerine yansır. Aynı şekilde ailede yaşanan bir zayıflama, toplumun kültürel ve psikolojik iklimine doğrudan etki eder.
Bu nedenle aileyi yalnızca sosyal bir yapı değil, stratejik bir ulusal değer olarak görüyoruz. Toplumsal bütünlüğün sigortası aile kurumudur.
— Son olarak, Türkiye’nin geleceğine dair mesajınız nedir?
Cengiz Özler:
Türkiye güçlü bir millettir. Bizim gücümüz; aile bağlarımız, dayanışma kültürümüz ve insanımızın vicdanıdır. Eğer bu değerleri koruyup güçlendirebilirsek, hem siyasal hem ekonomik hem de toplumsal olarak yeni bir yükselişin kapılarını açabiliriz.
Birlik ve Yükseliş Partisi olarak bizim adımız kadar hedefimiz de nettir:
Birlikte yükselen, birlikte güçlenen, birlikte geleceğe yürüyen bir Türkiye.

0 Yorumlar